Bazen bilgisayarımın başına geçip bir şeyler tuşlamak geçer içimden. Otururum. Başlarım yazmaya… Yok. Gelmez öyle güzel şeyler hemen. Yazmak kolay değil. Herkes yazar, kastımız sıradan bir yazıysa. Önemli olan okuyucu kitlesi olan bir yazar olmak. İşte o mesele…

Ben bu blog sitemde farklı üsluplu yazılarak yazarak bir çok deneme yapıyorum. Bazen yazdığım yazılardan hoşlanıyorum. Bazen de kendi yazılarımdan nefret ediyorum. Biliyorum ki nihai kararı okuyucu verir elbet. Yazmak ciddi bir iştir.

Amaç son derece teknik makaleleri deneme tadında okuyucuya aktarmak, tattırmak. Dimağında bir lezzet bırakmak.

Şimdi düşünün, javascript içerisinde bulunan setinterval mevzunu şehir yazılarıyla birleştirip deneme tadında ele almak nasıl bir fikir sizce ? Mesela burada bir deneme yaptım.

Bilmiyorum yaptığım bir fantazi mi ? Ama insanlığın farklı tadlara ihtiyacı var. Günümüz insanı çok hızlı tüketiyor. Bu hız, bir iştahsızlık oluşturuyor ve her şeyden hemen usanıyoruz, ya da eskilerin tabiriyle ülfet oluyor.

İşte bu hızlı tüketim farklı alternatiflerin ve tadların çıkmasına zemin hazırlıyor. İnsanlar artık tek bir kalıba bağlı kalmak istemiyor. Aslında bu rekabet için çok güzel bir fırsat.

Mesela Microsoft Windows ve Apple MacOS örnekleri gibi. 10 yıl gibi bir süre Windows işletim sistemini kullandım. Ta ki Apple MacOS ile tanışana kadar. MacOS’a geçişim de tamamen farklı tadlar almak isteyişimdendi. Kısaca Windows’tan usananlar için MacOS güzel bir alternatif olmuştu. En azından durum benim için böyleydi. İki işletim sisteminin çalışma mantığı da tamamen farklıydı. Birinde pencereleri minimize etme sağ tarafta iken diğerinde tam zıddı sol taraftaydı 🙂 Bu farklılıktan hoşlanmıştım. İşte böyle olması gerek. Herkes birbirini taklit etmemeli.

Yaratıcı olmak gerek… İnsanoğlu yeryüzünün halifesi. İnsan bu potansiyelini sonuna kadar kullanmalı…